Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Yanında bir şey istemem Sadece manzarayı değiştir Mehtabın yıldızın sırası değil Kendimi beğenmedim Sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun Kulağımda bir fırtına sesi Yüreğimde deprem titreşimleri Gecelerden on sekiz Deniz gene bensiz Şu masayı hazırla be Yorgo
Bana bi kadeh deniz ver Yorgo Hem efkarlı hem huzursuz Ne zamandır uykusuz Yüzümde sonbahar gölgesi İçim terkedilmiş bir dalyan gibi ıssız O kalabalık mart sokaklarında Solumda çöl sağımda mavi Akdeniz Hayalimde eski yeni bir sürü hatıra Kanadım kırık Kanım bozuk Dümen tutmuyor gönlüm yıkık Şu benim sigarayı yak be Yorgo
Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Gözleri yangın başlangıcı Kirpikleri kırağı Rüzgarda uçuşan saçları sersem eder adamı Lodos desen değil karayel desen değil Yaşamın en sıcak yazında Şimşek çakar o bir anda Kar yağsa arkasına bakmaz Güneş açar avuçları Hiç bir limana uğramaz Kalbi bir yudum su bir dilim ekmek Tek isteği var Sevmemek Şu benim tabağı kaldır be Yorgo
Bana bir kadeh deniz ver Yorgo Gözlerimde kahır birikti İşte bak yine geçip gitti Zaman kervanı Kayalarda kuru bir yosun gibi Kayalaştım kalakaldım Elim bağlı gözüm bağlı dilim bağlı Tutuştumu insanın bir kere Kalbinde ateş Ne kadar dövüşse yükselmiyor Semaya güneş Günlerden ondokuz Artık biz yokuz Şu benim hesabı be Yorgo...
Değdi saçlarıma bahar küleği nazende sevgilim,yadıma düştü her erin bahtına bir güzel düşer sen de tek çemenim,adıma düştün nazende sevgilim,yadıma düştün
sensiz dağ döşüne çıktım bu seher öttü kumru kimin gül şelaleler ey niye yalgızsan sordu laleler köyreldi dizginim yadıma düştün nazende sevgilim,yadıma düştün
gözlerim yoldadır,kulağım seste seni unutmaram,men son nefeste ey ceylan bakışlı ey boyu beste ey taze tergünüm yadıma düştün nazende sevgilim yadıma düştün
I Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında O evde bir de kedi vardı. Geceler indiğinde kendi havasında Mum yanar, kedi de oynardı. Mumun yandığı gecelerden birinde Kedi oyunlarına daldı. Oyun arayan gözlerinde Mumun alevi yandı, Baktı, Mumun titrek alevinde Oyuna çağıran bir hava vardı. Oyunlarını büyüten kedi büyüdü Kendi türünde çocukcasına, Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü Geldi mumun yanına, oyuncakcasına. Bir baktı, bir daha, bir daha baktı Mumun alevinin dalgalanmasına Uzandı bir el attı. Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı.. İlk kez gördüğü mumun yakmasına İnanmayacaktı. Kedi, oyunlarında büyüyordu, Mum, üşüyordu yanmalarında. Zaman ikili yürüyordu Aralarında. Bir ayrışım görünüyordu Birinin yanmalarında Öbürünün oynamalarında. Kedi oyunlarında büyüyordu, Yitirerek gitgide oyunlarını. Mum küçülüyordu yanmalarında, Yitirerek gitgide yakmalarını. Oynarken büyüyen kedi yanacak, Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı. Küçülen yaka-yaka aydınlatacak, Büyüyen yana yana anlayacaktı.
Bir mum yanmasından Ve bir kedi oyunundan Kaldı sonunda Bir gecenin tam ortasında Bir evin bir odasında Göz-göze susan İki insan.
II Mum yandı bitti, Kedi büyüdü gitti. Oyunlar karıştı gecelerde Suskun uykusuzluklara. O iki insandan, sonunda Birinin anılarında kedi, Birinin dalmalarında mum Kaldı gitti. Nerede bir mum yansa şimdi, Nerede oynasa bir kedi, Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri.. Bugün dün gibi oluyor, Dün bugün gibi. Mum ellerimi tırmalıyor, Belleğimi yakıyor kedinin elleri.